• RSS
  • Delicious
  • Digg
  • Facebook
  • Twitter

#Röportaj - Kevin Borg, Koşmayanlar için koşuyorum

KEVIN BORG - KOŞAMAYANLAR İÇİN KOŞUYORUM


İzmir sosyal yaşamının dikkat çeken isimlerinden Kevın Borg ile Kültürpark Tenis Kulup’te buluştuk. 19. Avrupa Veteranlar Şampiyonasına hazırlık için Kenya’ya giden Borg ile spora olan tutkusunu konuştuk. Neden koşuyorsun diye sordum, cevabı çok anlamlıydı... “Ben koşamayanlar için, tembeller için, sağlıkta olup da koşmayanlar için, fiziksel ve ruhsal olarak engelli olup ta koşamayanlar için, bedenlerini ve ruhlarını daraltan insanları motive etmek için koşuyorum.” Diye cevap verdi. Bu tutkusunu ileride geliştirip, projelendirip bir vakıf şemsiyesi altında hizmet edebilecek bir yapıya dönüştürmek istediğinin altını çizen Borg’a, 21-31 Ağustos 2014 tarihleri arasında gerçekleşecek olan 19. Avrupa Veteranlar Şampiyonası’nda başarılar dileriz.  





Bize biraz kendinizden bahserder misiniz?
Saint Joseph Fransız Ortaokulu’nu bitirdikten sonra Tevfik Fikret Lisesi’nde okul hayatıma devam ettim. Ailemin mesleği olan mücevher işiyle ilgili İngiltere ve Amerika'da değerli taşlar ve mücevherat üzerine eğitim aldım. Daha sonra Türkiye'ye geri döndüm ve iş hayatına atıldım.

İlk iş deneyiminiz nasıl başladı?
16 - 17 yaşlarımda yaz dönemlerinde kendi firmamızda ufak işlerle başladım.

Borg Mücevherat’ta kariyer yapmak çocukluk hayaliniz miydi?
Pek çocukluk hayali gibi değildi. Büyüyünce dededen kalma bir firmanın içinde buluyorsunuz kendinizi. Belki de oturmuş düzenin başına gelmek işin kolayına kaçmış olmaktı. Aslında otomatik olarak kendimi bu işin içinde buldum.

Severek mi yapıyorsunuz işinizi ve kaç yıldır uğraşıyorsunuz?
Severek yapıyorum. 16 - 17 yaşlarında başladım. Bizim firmamız 1922'de kuruldu. Cumhuriyetten önce kurulmuş olan bir firmadır. Çocukluktan beri işin her alanıyla ilgiliyim, her türlü ayrıntıyı biliyorum.


Peki spora olan ilginizi nasıl farkettiniz? Hangi sporlarla uğraşıyorsunuz?
Çocukluktan geliyor. Benim hayalim spordu, hep profesyonel bir sporcu olmayı hayal ederdim. Spora inanılmaz derecede yeteneğim var. Sporun birçok dalıyla uğraştım. 15 - 16 yıl profesyonel olarak binicilik yaptım. Çocukluğumdan bu yana hayatımın her döneminde spor ve koşu vardı. Her türlü spor dalıyla ilgileniyorum. Fakat içinde şiddet içeren sporları sevmiyorum. Box, yakın dövüş gibi...  Çünkü bu tip sporlar bana kaba geliyor. Ayrıca oto sporlarını da sevmiyorum. Daha çok açık havada yapılan dağ koşusu, futbol, dağ yürüyüşü gibi dışarıda, oksijenli ortamda yapılan sporları seviyorum. Doğa ile mücadele ettiğim spor türlerini seviyorum.

Sporlarınızı yapabilmek için seyahatlerde bulunuyor musunuz?
Şu anda profesyonel olarak ilgilendiğim tek spor uzun mesafe koşu, atletizm. Bununla da ilgili çok fazla seyahat yapıyorum.

Niçin atletizm (uzun mesafe koşu) alanında profesyonelleştiniz?
Koşu hayatımın her döneminde vardı. Fakat ilk olarak bir koşu grubuna katıldım. Biraz daha uzun mesafe koştum. Sonrasında bir kaç kere maraton koştum. Bunun bir hayat felsefesi olduğuna karar verdim. Bir yarışın içerisinde bir yaşamın olduğunu hissettim. Bırakmak istiyorsunuz, mücadele etmek istiyorsunuz, yağmur yağıyor, hüngür hüngür ağlamak istiyorsunuz, siniriniz bozuluyor, gidemiyorum diyorsunuz sonra bir yokuş aşağı geliyor ve gitmeye, gülmeye başlıyorsunuz. Yani felsefesi hoşuma gittiği için atletizm beni buraya kadar getirdi.


19. Avrupa Veteranlar Şampiyonası hakkında bilgi verir misiniz?
Türkiye'de ilk defa yapılacak olan bir yarışma. Avrupa'nın 35 yaş üstü atletlerinin kapsayan atletizm organizasyonu. 22 - 31 Ağustos tarihleri arasındadır. Atatürk Stadyumu’nda yapılacak. Atletizmin bütün branşlarını kapsıyor. Avrupa'dan ve Türkiye'den çok fazla katılım olacak. Bu yarışma İzmir'e güzel bir hareketlilik kazandıracak.

Bu yarışmaya ilk defa mı katılıyorsunuz?
Evet, ilk defa katılıyorum. Uzun bir maraton koşacağım.

Daha önce katıldığınız bir yarışma ve dereceleriniz var mı?
Tabi ki, senede iki tane tam maraton (42 km.) koşuyorum. Yıl içinde de 20 - 25 tane yarı maraton koşuyorum. Bunların içerisinde en son koştuğum maraton derecem, Nisan ayında Rotterdam'da koştuğum İzmir'de koşan en iyi maraton derecesi.  İki ay önce Eskişehir'de yarı maraton koştum ve ikinciliğim var. Yarışmalara kupa, madalya kazanmaktan çok, sevdiğim için katılıyorum. Yarışma bittikten sonra ki hissettiğin şey çok başka.

Her gün antrenman yapıyor musunuz?
Sabah ve akşam olmak üzere iki kere yapıyorum. Bu sabah 27 km. koştum.

19. Avrupa Veteranlar Şampiyonasına hazırlanmak için Kenya'ya gidiyorsunuz. Niçin Kenya?
İki ay önce de oradaydım. Rotterdam yarışına da orada hazırlandım. Çünkü yüksek rakıma çıkmak avantaj sağlıyor. 2700 rakımda hazırlanıyorum. Yüksek rakımda havada ki oksijen daha az dolayısıyla daha zor şartlarda çalışma ortamı buluyorsunuz ve deniz seviyesine indiğiniz de size avantaj sağlar. Bunun için en az üç hafta yüksek rakımda kalmanız gerekiyor. Vücudun adaptasyonu sağlaması için. Ayrıca orada bir çevrem oluştu, oranın yaşantısını seviyorum. Doğal ve basit hayatlar yaşıyorlar. Kenya'da vakit geçirmek hoşuma gidiyor.

Koşarken kendinize özel teknikleriniz var mı?
Atletizm yaptığınız zaman her kilometreyi hesaplamak zorundasınız. Çok iyi konsantre olmanız gerekiyor. Antrenmanlarınızı yarışınıza yansıtmanız çok önemli. Duruşum, stilim, nefes alış verişim çok önemli.

İlerleyen zamanlarda maratonla ilgili hedefleriniz nelerdir?
Benim bütün ilişkilerim atletizme endeksli. Arkadaşlarım ne kadar daha koşacağımı soruyor. Bende daha keyifli bir şey bulana kadar koşacağım. Boşa kafa dağıtmak için koşmuyorum.

Niçin koşuyorsunuz? 
Ben koşamayanlar için koşuyorum. Tembeller için, sağlıkta olup da koşamayanlar için, fiziksel ve ruhsal olarak engelli olup ta koşamayanlar için, bedenlerini ve ruhlarını daraltan insanları motive etmek için koşuyorum. Bunu ileride geliştirip bir vakıf şemsiyesi altında hizmet edebilecek bir yapıya dönüştürmek isterim. Bunun örneklerini Afrika'da görüyoruz. Gideceğim kampta gönüllü olarak okul yapımında katkıda bulunacağım.

19. Avrupa Veteranlar Şampiyonası’nda Güzergahınız neresi?
Cumhuriyet Meydanı’ndan başlayıp, Haydar Aliyev Bulvarı'na gidilip tekrar geri geliniyor, sonra bir kez daha gidip geri geliyorum. Toplamda 42 Km.

Sizin kendinizden hedefiniz ve beklentileriniz neler? 
Katılanları inceledim. Türkiye'den katılanlar arasından en iyi dereceye ben sahibim diye düşünüyorum. İlk üçe kalırsam süper olur.

Başka maraton var mı?
Senede iki kere tam maraton koşuyorum çünkü vücuduma fazla yüklenmek istemiyorum. Bu maratondan fiziksel ve ruhsal olarak iyi çıkarsam İstanbul'da 16 - 17 Kasım'da Vodafone Avrasya Maratonu var. Menajerimle konuştuktan sonra küçük bir ihtimal katılabilirim. Eğer bu yarışmaya katılmazsam Nisan ayında Avrupa'da ki maratona katılacağım.

Yarışlardan sonra kendinizi nasıl toparlıyorsunuz?
Vücudun tamamen toparlanması bir ayı buluyor. Yarışı bitirir bitirmez 1 saat boyunca sıvı tüketiyorsunuz (su, sporcu sıvıları, magnezyum vb.). İlerleyen günlerde kısa koşularla vücutta biriken laktik asidi, atık maddeleri atıp kasların onarılmasını sağlıyoruz. Dinlenip, sosyal hayatta biraz vakit geçirmeye çalışıyoruz.




KISA KISA:

Son okuduğunuz kitap, film nedir?
Filmlerle pek aram yoktur. Fakat kitap çok fazla okuyorum. Aynı kitapları defalarca okumuşluğum vardır. Mesela Franz Kafka'nın '' DÖNÜŞÜM'' romanı defalarca okumuşumdur. Dostoyevski, Tolstoy okuyorum. Daha çok dünya klasiklerini okuyorum.

Hayatınıza en çok etkisi olan kitap hangisi?
Franz Kafka '' DÖNÜŞÜM''. 

Hayatta iyi ki yapmışım dediğiniz şey nedir?
Afrika’yı görmek. Çünkü hep batıya yöneldik asıl olan batıymış gibi gösterildi. İyi ki oradaki yaşam standardını ve çocukları görmüşüm.

Hayattaki vazgeçilmeziniz nedir?
Koşu.

Şuan hayatınızda ki hangi dönemi yaşıyorsunuz?
Kendimi tecrübeli ve hayal kırıklığına uğramış hissediyorum. Her şeyin zıttı ile var olduğunun farkına vardım. Üzülmekte sevinmek kadar önemli, bunun çok değerli olduğunu anladım. Artık kendimi olgun hissediyorum.

Ruhunuz daraldığında sizi rahatlatan şey nedir?
Koşu parkuru.

Dünyada değişmesini istediğiniz şey nedir?
Dinlerin egemenliği. Üç büyük dinin egemenliği değişsin isterdim. İnsanların daha cesaretli bir şekilde yaşamalarını ve düşünmelerini tercih ederdim. Körü körüne inanmak yerine düşünüp de inanmalarını isterdim. 

0 yorum:

Yorum Gönder

 

Sosyal Medya Hesaplarımız

Dora Magazin Dergisi Telif Hakları Gizlidir. Blogger tarafından desteklenmektedir.

Dora Magazin

Dergimizi Online olarak inceleyebilirsiniz.

Yazı Dizisi



Ceren Ağca'nın yazıları çok yakında. Editör'den çok yakında..
Copyright 2010 Dora Magazin - All Rights Reserved.
Designed by Web2feel.com | Bloggerized by Lasantha - Premiumbloggertemplates.com | Affordable HTML Templates from Herotemplates.com.